-
CityIstanbul , Izmir
-
Year2014
Manifest
“Kendimi aradım.”
Devamlılık, alışıla gelmiş bir bilinç halidir. Hiçbir dalgalanmanın olmadığı ya da öyle sandığımız bu sakinliğin içinde; bedenimizdeki, düşlerimizdeki, bilincimizdeki belli belirsiz izleri hepimiz görürüz. Kimileri bu izleri kapatmak için yaşar, kimi ise sebebini bulmak için riskli bir yolculuğa çıkar. Reddet veya kabul et… O izlerin sebebi gerçekten olduğun yerdir. Aradaki tek fark ise, bakmak ve görmek kadar nettir.
REM; hızlı göz hareketi… Uyku halindeki vücudun derin rüya aşamasında bulunduğu an. Olduğumuz yer.
KENDİNİ ARAMA; benliğimizi sarıp sarmalayan tüm etkileşimler arasında sıkışmış ve iç tutkusunu arayan bilinç durumu.
Peki, arayışımız ve olduğumuz yer arasındaki boşluk neresi?
Bunu öğrenebilmek için belki de önce ışığı yok etmeliyiz. Kendimizi keşfetmek için tercih ettiğimiz en tedirgin edici yol, şüphesiz ki en doğrusudur. Karanlığın içinde bile ayırt edebildiğimiz ama görmeyi reddettiğimiz, bencilce bilincimizden kovmaya çalıştığımız o andır aradığımız. Öyle ki, aydınlığa hemen kavuşmak için zamanı hızlandırırız.
Önce kendini bölmeyi, sonra her parçanla tek tek tanıştığını hayal et! Dönüşümü tamamla…. Ve her birinin sen olduğunu kabul et! Persona tam karşında duruyor! Hala belli bir mesafeden bakmayı mı, yoksa içinde mi olmayı tercih ederdin?
Rüya gören halinden uzaklaştığın, benliğinle bağlantı kurduğun o an! İşte sen oradasın… Işığın seni terk ettiği yerde!